Değerli İstanbullular,
İstanbul sadece bir şehir değil; her mahallesiyle ayrı bir nefes, her sokağıyla başka bir hatıra, her insanıyla bambaşka bir hikâye. Bu kadim şehrin ritmi bazen Fatih’te okunan bir ezanda, bazen Üsküdar’da bir martının kanadında, bazen de bir mahallenin sabah telaşında duyulur.

Bizler için İstanbul, masa başında planlanan bir gündem değil; 39 ilçenin tamamında 961 mahallenin her birinde yaşayan hayatların toplamıdır. Çocukların gülüşü, gençlerin umudu, annelerin duası, esnafın alın teri, yaşlılarımızın hatıraları…

İstanbul’un hikâyesi işte bu büyük emek ve büyük aile hissiyle yazılıyor.
Bugün İstanbul’a hizmet ederken, en büyük ilhamımızı Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu şehre olan sevdasından alıyoruz.
Onun İstanbul’a bıraktığı miras; sadece eserlerle, yatırımlarla, hizmetlerle değil, bu şehri bir “gönül medeniyeti” olarak görme anlayışıyla şekillenmiştir.

Şehri şehir yapan binalar değil, binalara ruh veren insanlardır. Bir mahallenin ışığı sönüyorsa İstanbul eksilir; bir mahalle güçleniyorsa İstanbul büyür.

Her mahallede attığımız her adım, yalnız bugüne değil, yarına dair bir söz niteliği taşıyor.
Kapısını çaldığımız her evde duyduğumuz samimiyet, tuttuğumuz her elde hissettiğimiz birlik, sahada gördüğümüz her tebessüm bize İstanbul’un ne kadar büyük bir emanet olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

İstanbul’un her mahallesinin bir hikâyesi, her hikâyesinin de bizim için bir sorumluluğu var.
Ve biz, bu büyük sorumluluğun farkında olarak; aynı heyecanla, aynı kararlılıkla, aynı İstanbul sevdasıyla yolumuza devam ediyoruz.

Bıkmadan, yorulmadan ve her yıl bir öncekinden daha çok çalışarak.

Her mahallesiyle güçlü, her hikayesiyle anlamlı bir İstanbul için…
Türkiye Yüzyılına yaraşır ve onun ışıklarıyla aydınlanmış bir İstanbul için...
Aşkla, azimle inançla...