loading.gif
mobile-banner-bg

İBB Meclisi Grubumuzdan tarife artışlarına ilişkin basın açıklaması

...
15 Aralık 2025 - Pazartesi

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi Grup Sözcümüz Murat Türkyılmaz ile Meclis Üyelerimiz ve Tarife Komisyonu Üyelerimiz Meryem Karaköse ve Süheyla Topçu, İBB Meclisi’nde CHP’li üyelerin oylarıyla kabul edilen yeni tarife artışlarına ilişkin ortak basın açıklaması yaptı.

AK Parti İBB Meclisi Grup Sözcümüz Murat Türkyılmaz, Meclis Üyelerimiz ve Tarife Komisyonu Üyelerimiz Meryem Karaköse ve Süheyla Topçu ortak basın açıklaması düzenledi.

Açıklamada, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde CHP’li meclis üyelerinin oylarıyla kabul edilen yeni tarifeler sonrasında kamuoyunda geniş yankı uyandıran ücret artışlarına ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yapıldı.

Bu çerçevede; İBB’nin geçmiş dönemde gerçekleştirdiği fahiş artışların karşılaştırmalı örnekleri, son tarife geçişleriyle oluşan maliyet yükleri ve konuya ilişkin meclis verileri ayrıntılı şekilde paylaşıldı.

Hayata geçirilen yeni tarifelerin İstanbul’da yaşam maliyetini ciddi biçimde artırdığı belirtilerek, söz konusu artışların sosyal belediyecilik ilkeleriyle bağdaşmadığı vurgulandı.

BASIN AÇIKLAMASI TAM METNİ:

İstanbul’u yönetenler seçim meydanlarında “hayatı ucuzlatacağız” demişti. Bugün ise İstanbul’da ucuzlayan tek şey sözlerin kıymeti; pahalılaşan ise hayatın kendisi olmuştur.
11 Aralık 2025 tarihli İBB Meclisi kararları; sosyal belediyecilik söyleminin arkasına saklanarak, kötü yönetimin bedelinin tarifeler üzerinden vatandaşa ödetildiği bir dönüm noktasına dönüşmüştür. Biz bugün yalnızca rakamları değil; kamu yönetiminde ölçülülük, sosyal adalet, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin nasıl aşındığını konuşacağız. 
Tarife tartışmaları büyüyünce, CHP’li Komisyon Başkanı ve Meclis Başkanvekili; geçmişte ücret alınmayan bazı kalemleri sayarak bugünkü fahiş artışları “normalleştirmeye” çalışmıştır. Oysa mesele, birkaç cümleyle geçiştirilecek bir iletişim konusu değildir; mesele kamu hizmetinin finansmanı ve haksız artışlar meselesidir.
Bahsi geçen konular, “algı” denilerek perdelenemeyecek kadar somuttur:
1) CENAZEYE VE MEZARA “FAHİŞ” RUHSAT ZAMMI
Basın açıklamalarında ilk değinilen kalem olan “Cenaze Hizmetleri Yeri Ruhsatı” “272 TL’den 408 TL’ye çıktı” denilse de, tarife gerçekte 272 TL’den 544 TL’ye çıkarılmıştır. Ücretin 2019’da 80 TL olduğu hatırlandığında bu hizmette artış %580 düzeyindedir.
Soru basittir: Ruhsat vermenin hangi maliyet unsuru bu artışı izah eder? Ne enflasyon söylemi ne de genel gider argümanı bunu açıklayamaz.
2) MEZARLIK TARİFELERİNDE ADALET CAN ÇEKİŞİYOR
1.⁠ ⁠Grup mezar yeri: 2025’te 111.632 TL olan bedel 334.896 TL’ye yükseltilmiştir. Ayrıca 2019’da 30.000 TL olan bir kalemin bugün geldiği nokta, 2019’dan bu yana %1.016 artış anlamına gelmektedir.
4.⁠ ⁠Grup (en düşük) mezar yeri: 2019’da 2.000 TL olan en düşük boş mezar yeri bugün 10.728 TL’dir. Artış %436.
Lahit mezar yapımı: “Spesifik, çift katlı” gibi ifadelerle sıradanlaştırılmaya çalışılsa da 2019’a göre artış oranı %1.271’dir.
Bu tarifeler “kim alıyor” tartışmasıyla örtülemez; 
3) HAYIRSEVERLİĞE %4.900’LÜK TARİFE DUVARI
İstanbul’un kadim geleneği olan çeşme yaptırma ve hayır işleme iradesi, adeta bir “tarife bariyerine” çarpmıştır.
Çeşme Suyu Kullanma Bedeli: Bir önceki yıla göre %711 artışla 61.660 TL’den 500.000 TL’ye çıkarılmıştır. 2019’da bu bedel 10.000 TL idi. 2019’dan bugüne toplam artış %4.900  dür.
Bu tablo, “sosyal belediyecilik” iddiasıyla bağdaşmadığı gibi, Hayrı kolaylaştırmak yerine hayrı maliyet kalemi haline getiren bir yaklaşımdır. 
4) OTOPARK: VAATLER RAFTA, “DEĞNEKÇİLİKTE YENİ DÖNEM” SAHADA
Seçim vaatlerinde 100.000 araçlık otopark sözü verilmişti. Bu söz yerine getirilmediği gibi  İstanbul’un otopark ihtiyacı büyüdü; çözüm üretmek yerine tarifeler büyüdü. Üstelik burada tartıştığımız şey “10–20 lira fark” değil; vatandaşın gündelik hayatına binen sistematik yüktür.
İSPARK’ın 1–2 saatlik otopark tarifesi, yıllar içinde şu noktaya gelmiştir:
2019: 6 TL
2024: 70 TL  (2019’a göre artış: yaklaşık %1.067)
2025 (Önce): 150 TL
2025 (Yeni): 220 TL  (150 TL’den 220 TL’ye artış: yaklaşık %46,7)
2019’dan 2025’e toplam artış: yaklaşık %3.567. 
BU ARTIŞI YAPALARIN 2019'DA OTOPARK ÜCRETİ 1 TL OLSUN DİYE TEKLİF VERDİKLERİNİN ALTINI ÇİZMEK İSTİYORUM
Yani 6 liradan 220 liraya… İstanbullu için otopark artık bir ihtiyaç değil, karşılanamaz bir lüks haline getiriliyor.
Burada bir ilkeyi hatırlatmak gerekir: Kamu hizmetinin tarifesi, hizmetin kalitesi ve yönetimin verimliliğiyle birlikte anlam kazanır.
Otopark üretmeyen, trafiği rahatlatamayan, sirkülasyonu yönetemeyen bir anlayışın “çözümü”; sahada, vatandaşa “park bedeli” üzerinden fatura kesmek olmamalıdır. 
Üstelik artık tablo o kadar çarpıcıdır ki:
Avrasya Tüneli geçişi 225 TL iken, İSPARK’ta 1–2 saatlik park 220 TL’ye dayanmıştır.
Bu, yalnızca bir fiyat karşılaştırması değil; İstanbul’da yaşamın nasıl pahalılaştırıldığının fotoğrafıdır.
Bir yanda “Kent Lokantası” üzerinden sosyal yardım vitrini; diğer yanda yol kenarında parklanma tarifeleriyle vatandaşın cebine yüklenen ağır bedeller… Buna “sosyal belediyecilik” değil, sosyal fatura denir.
5) BİNİ AŞKIN KALEMDE “SESSİZ” ARTIŞ
Tarife dosyalarında yalnızca birkaç kalem değil; çok sayıda hizmet başlığında “parça parça” ama toplamda ağır bir yük oluşturan artışlar vardır. Bazı kalemlerde %3.000’leri aşan oranlar kamuoyuna yansımıştır.
6) SU VE ULAŞIM: HAYATIN ANA DAMARLARINA DARBE
2019 YILINDA AK PARTİ YÖNETİMİNE İSKİ GENEL KURULUNDA SUYU BEDAMA YAPALIM DİYE TEKLİF VERENLER SUYA BUGÜNE KADAR % 1.040 ZAM YAPMIŞTIR. 
SU (İSKİ): 2019’da suyun m³’ü 4,6 TL iken, 2025’te 52,45 TL düzeyine çıkarılarak toplamda %1.040 artış gerçekleşmiştir.
2019 yılında 1m3 su 0,67 dolar iken şuanki suyun m3 ü 1,23 doları bulmuştur. Yani dolar bazında da fahiş artış olduğu ortadadır. (Döviz bazında da artış dikkat çekicidir.)
ULAŞIM (İETT): 2019’da 2,60 TL olan bilet bugün 35 TL seviyesindedir. Artış %1.246.
2019’la Zam yapıldığı tarih aralığında döviz %630 oranında artmışken İBB YÖNETİMİ %1.246 ZAM YAPMIŞTIR. 
Bir başka ifade ile 2019 yılında bir elektronik bilet ücreti ile 0,41 litre yakıt alınıyorken zam yapıldığı tarihte 0,66 litre benzin alıyordu.
Şu gerçeği artık saklamayalım: Hayatı ucuzlatma vaadi, ulaşımda ve suda doğrudan tersine dönmüştür.
SONUÇ VE ÇAĞRI: “SOSYAL BELEDİYECİLİK DEĞİL, SOSYAL FATURA!”
Bugün karşı karşıya olduğumuz tablo Verimliliği artırmak yerine tarifeleri artıran, israfı azaltmak yerine açığı vatandaşın cebinden kapatan bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız. 
Kamuoyuna yansıyan, yargı süreçlerine konu olan çeşitli ihale ve kaynak kullanımı iddiaları varken; yönetimin bu fahiş artışları “algı” diyerek savunmaya çalışması, tarife kararlarının meşruiyetini daha da zayıflatmaktadır. Masumiyet karinesi esastır; fakat şeffaflık ve hesap verebilirlik de kamu yönetiminin vazgeçilmez şartıdır.
İstanbul pahalılaşmak zorunda değil. İstanbul kötü yönetildiği için pahalılaşıyor gerçeğinden yola çıkarak
İBB yönetimini;
Tarifelerdeki artışların gerekçelerini kalem kalem, maliyet tablolarıyla açıklamaya,
Otopark üretimi, ulaşım ve su yönetiminde verimlilik odaklı bir revizyon yapmaya,
Dar gelirliyi koruyan, ölçülülük ve sosyal adalet kriterlerini gözeten hakkaniyetli tarife düzenlemesine dönmeye,
İhale ve harcama süreçlerinde en üst düzey şeffaflık standardını uygulamaya davet ediyoruz.